Aynı sahne tekrar tekrar yaşanıyor
Çoğu kurumda aynı sahne tekrar tekrar yaşanıyor:
Toplantılar yapılıyor, sorunlar konuşuluyor ama çözülmüyor.
Birisi “sistem çalışıyor” diyor, diğeri “çalışmıyor.”
Biri “şu kaynağa ihtiyacımız var” diyor, cevap “kendin yap” oluyor ama yetkisi yok.
Sonuç: herkes bir şey söylüyor, herkes birini suçluyor, ama sorun ortada öylece kalıyor.
Bu tablo bana hep şunu düşündürüyor:
Sorun aslında insanların iyi niyetinde ya da çabasızlığında değil. Sorun, konunun sistematik bir şekilde ele alınmıyor olması.
İşte burada üç fonksiyonun değeri çok büyük: iç kontrol, risk yönetimi ve iç denetim.
İç kontrol bize “sistemde neyin tıkandığını” gösteriyor. Kişileri suçlamak yerine sürece bakmamızı sağlıyor.
Risk yönetimi “neyi önce çözmeliyiz, ne bekleyebilir?” sorusuna yanıt veriyor. Yani yönü belirliyor.
İç denetim ise bağımsız gözüyle sürecin gerçekten işleyip işlemediğini kanıtlarıyla ortaya koyuyor. Bu çok kritik çünkü o kanıtlar olmadan her şey “yorum” seviyesinde kalıyor.
Bugün kurumlara farklı alanlardan pek çok uzman görüş veriyor: organizasyon, süreç, teknoloji, strateji… Hepsi önemli.
Ama şunu net olarak görüyorum: iç kontrol, risk yönetimi ve iç denetim bilgisinden beslenmeyen hiçbir öneri tam anlamıyla doğru değil.
Çünkü bu üç fonksiyon olmadan sorunların kök nedeni anlaşılmaz, öncelikler doğru belirlenmez, çözümlerin etkinliği kanıtlanmaz.
Bu birimler, danışmanın önerisini de gözden geçirecek kadar kurumu ve süreci tanır. Sorunları bilir, kurumun hafızasına sahiptir. Bu yüzden onların katkısı olmadan verilen öneri eksik kalır. Dolayısıyla bu birimler projenin başarısına katkı sağlarlar.
Bu üçlü kurumsal güvencenin pusulasıdır. Onlar olmadan üretilen çözümler kâğıt üzerinde güzel durabilir ama kurumun günlük hayatına dokunmaz.
Benim yıllardır sahada gördüğüm şey şu:
Kurumlar, iç kontrol – risk yönetimi – iç denetim üçlüsünü gerçekten sahiplenmeye başladığında kirli bilgi temizleniyor, süreçler netleşiyor, insanlar daha rahat nefes alıyor.
Çünkü artık sorunlar sadece konuşulmuyor, gerçekten çözülüyor.
Ve işte o noktada kurum, sürekli aynı tartışmaların tekrarlandığı kısır döngüden çıkıp, öğrenen, gelişen ve güven inşa eden bir yapıya dönüşüyor.
Herkes kendi açısından haklıdır
Liderin İç Sesi
Yorumlar