Değişim Yönetimi
Dönüşümün oyuna devam etmenin kuralı haline geldiği günümüz dünyasında Türķ iş kültürünün kendine özgü refleksleri tabloyu daha da karmaşık hale getiriyor. Enerji, vizyonu büyütmeye değil, karmaşaya harcandığında vizyon sis bulutu içinde kayboluyor.
Kurumsal değişim projelerinde asıl dönüşüm, görünmeyen katmanlarda yaşanır: ilişkilerde, güç dengelerinde ve algılarda. Ve her büyük değişim, kendi direncini doğurur. Bu direnç her zaman doğrudan ve görünür olmaz.
Bu süreç, çoğu zaman dostane sohbetler, görünürde iyi niyetli uyarılar veya küçük söylentiler şeklinde başlar. Ama etkisi zamanla büyür ve sonunda hem projeye hem de kuruma ağır bedeller ödetir.
Algı operasyonları, organizasyonda güvenin altını sessizce oyar. Yönetime, değişim ekiplerine ve projeye duyulan inanç zayıflar. Çalışanlar kime inanacaklarını bilemez hale gelir.
Güvensizlik, karar alma süreçlerini yavaşlatır. Yönetim tereddüt etmeye başlar, risk almaktan kaçınır. Projeler zamanında ilerlemez; değişim vizyonu netliğini kaybeder.
Algı saldırıları kişisel bir yıpranma yaratır. Değişim liderleri sürekli görünmeyen bir savunma hali içinde kalır, enerjilerini vizyonu büyütmeye değil, dedikodulara karşı kendilerini korumaya harcarlar. Bu durum, liderlik motivasyonunu ve sürece olan bağlılığı azaltır.
Algı operasyonları, ekipler içinde görünmeyen sınırlar çizer. "Değişim yanlıları" ve "eski düzen savunucuları" şeklinde sessiz kamplaşmalar oluşur. Bu kamplaşmalar, iş birliğini zedeler ve ekip ruhunu parçalar.
Bazen sistemler kurulur, süreçler değiştirilir. Ama değişim, insanların zihninde ve kalbinde gerçekleşmemiştir. Bu durumda kurumsal kültürde görünmez çatlaklar oluşur: Sistemi kullanıyormuş gibi yaparlar, ama ruhen sisteme direnmeye devam ederler. Kazanılmış gibi görünen bir değişim, gerçekte temelsiz kalır.
Algı operasyonlarının bir diğer görünmeyen zararı, gerçekten değerli, işine sadık ve değişimi sahiplenen insanların yalnızlaştırılmasıdır. Bu insanlar zamanla ya sessizleşir ya da kurumu terk eder. Geriye, değişime direnen ama görünürde uyum gösteren bir yapı kalır.
Algı operasyonları, görünürde küçük söylemlerle başlar; ama zamanla kurumun dokusunu sessizce aşındırır. Sadece projeleri değil, insanları ve güveni de yok eder. Gerçek değişimi isteyen kurumlar, sadece sistemleri değil, algıları da doğru yönetmeyi öğrenmek zorundadır.
Yönetimi Dijitalleştirmek
Gerçekleri Kaybetmek
Yorumlar