Kötü yönetmenin bedelini biliyoruz ama nasıl yönettiğimizi sorgulamıyoruz.

Çoğu şirket için "nasıl yönetiyoruz? sorusu gerçek bir gündem maddesi değil. Odak hep yönetim araçlarında; performans sistemi, bütçe, kalite, organizasyon şemaları.. Onlarca araç var ortalıkta... Bazen regülasyon baskısı, bazen bir aracın yeni versiyonu ile ilgili bir duyumla ortaya çıkan bir taleple, her geçen gün üzerine yeni araçlar ekliyoruz. 

Bir de teknoloji gündemi var tabi.. Burası da çok hareketli. Ne yaparsan yap teknoloji ile yap sloganı her dakika bağırıyor kulakların dibinde..

Peki, gerçekten nasıl yönetiyoruz?

Denetim, risk ve kontrol gözlüğü aksayan noktaları görmekten sorumludur. Yıllardır bu gözlükle yaşayan biri olarak, aksayan noktaların temel sorununun "yönetsel bir perspektife sahip olmamak" olduğunu görüyorum. Büyük resimde, yönetim performansını değerlendirebilecek bakış açısına sahip olmamak, bataklık içinde otururken sineklerle tek tek uğraşmaya benziyor.

Performans sistemi var, sonuçlara bakıyoruz mesela sadece, yıllarca... Dönüp sistemin çalışıp çalışmadığına bakmak gelmiyor aklımıza... En fazla ama nadir olarak dönen çarka takılan bir şey var mı sorgusunu yapıyor, "herhalde bu" diyerek noktasal bir revizyonla çarkı döndürmeye devam ediyoruz. Oysa organizasyonda onlarca çark var senkronize şekilde dönmesi gereken. Her biri bir diğerinin performansını etkiliyor.

Kötü yönetim, şirketler için katastrofik bir risktir. Tıpkı deprem gibi.. Olasılığı düşük olarak değerlendirilir ama etkileri yıkıcıdır.

Kötü yönetilen şirketleri, fay hattı üzerinde yaşayan bir mülk sahibine benzetiyorum. Bilim, veri, istatistik.. zamanın birinde burada çok kuvvetli bir deprem olacağını ve yıkıcı olacağını söylüyor ama tam tarih de veremiyor. Arada artçı sarsıntılarla acaba ne yapsam diye düşünülüyor ancak durumun zihinsel etkisinin azalması ile gerçeklik göz ardı ediliyor. Hatta buradan gelen iyimserlikle yeni katlar çıkılmaya devam ediliyor. 

Oysa o fay er ya da geç kırılır, o deprem er ya da geç olur. Çünkü zemin sağlam değil ve bilim nadiren yanılır.