CEO lar Artık Çıkış Yolu Arıyor

CEO koltukları dolar mı?

2024’te ABD’de 2000 CEO işten ayrıldı. Bu, kayıtlara geçen en yüksek sayı. Ancak asıl mesele, yalnızca bu pozisyonların boşalması değil; yerlerine geçebilecek donanıma sahip liderlerin azlığı.

Yıllardır farklı sektörlerde, yerel ve uluslararası ölçekte, yönetim kurulu masalarından üretim hatlarına kadar birçok yapıyı sahada gözlemliyorum.

Danışman, denetçi, mentor ya da koç olarak yer aldığım tüm bu alanlarda tekrar tekrar karşıma çıkan temel bir zayıf halka var ve her geçen gün daha da önemli hale geliyor: liderlik.

Ve bu, tak-çıkar bir değişim projesi değil.

Satılabilir bir ürün değil. Pazarı yok, sesi az. Ama etkisi her karar anında hissediliyor.

Uzun zamandır soft skills alanında, son 3 yıldır ise doğrudan liderlik gelişim programları üzerinde çalışıyorum.

Bugünün liderlik ihtiyaçları; teknik uzmanlığın ötesinde, liderin kendi içsel süreçlerine dair netlik geliştirmesini gerektiriyor.

Bütüncül düşünebilme, karmaşık yapıları ayıklayıp entegre edebilme, sezgiyi karar sisteminin bir parçası olarak kullanabilme… Bunlar artık “ekstra” değil, “temel” beceriler.

Harvard Business Review’de yayınlanan bir makalede şöyle deniyor:

“Herhangi bir beceri veya davranıştan daha önemli olan şey, kişisel farkındalıktır. Dışarı bakmadan önce içe bakmak önemli.”

* Korn Ferry’nin araştırmalarına göre ise liderlerin %79’u kendi gelişime açık alanlarını net biçimde göremiyor. Bu yalnızca bireysel bir sınırlılık değil; karar kalitesini, ekip dinamiklerini ve kurumsal yönü doğrudan etkileyen bir zemin problemi.

Ben de bu ihtiyaç doğrultusunda hem liderlik programlarımda hem de Liderin İç Sesi podcastinde bu alanı merkezde tutuyorum.

Odaklandığım konu şu: Liderlik, içsel kapasiteye yaslanmadan sürdürülebilir değil.

Bugün iş dünyası için hâlâ “soft” olarak tanımlanan ve anlaşılmakta zorlanılan bu beceriler, aslında tarih yazan birçok liderin temel dayanağıydı.

Steve Jobs, sadeleştirme becerisini içsel farkındalıkla inşa etti.

Nelson Mandela, 27 yıllık esaret döneminde liderliğini içeriden kurdu.

Satya Nadella, empatiyi ve öğrenmeyi Microsoft’un kültürüne yerleştirerek kurumsal dönüşüm sağladı.

Marcus Aurelius, içsel netliğiyle hükmeden bir imparator olarak bugün bile liderlik kitaplarında yer alıyor.

Tüm bunlar bize şunu gösteriyor:

Liderin yönü gösterebilmesi için önce kendi pusulasını tanıması gerekiyor.

Bu nedenle, özellikle liderlik, kariyer ve mentorluk programlarında kişisel farkındalık, zihinsel süreç okuryazarlığı ve sezgisel kapasite geliştirme alanlarının ikincil değil, öncelikli gündem hâline gelmesini öneriyorum.

Göz atmak isteyebilirsiniz: